
Pencere Yaratıkları
““Gidin, GİDİN!” diye çığlık atmaya başladı. Yere düşmüş kitabını, pencereye doğru fırlattı. Vücudu elektik çarpmış gibi sarsıldı. Yaratıkların hepsi bir anda düşer gibi yere indiler. Yerde yılan gibi ilerlemeye başladılar.”
““Gidin, GİDİN!” diye çığlık atmaya başladı. Yere düşmüş kitabını, pencereye doğru fırlattı. Vücudu elektik çarpmış gibi sarsıldı. Yaratıkların hepsi bir anda düşer gibi yere indiler. Yerde yılan gibi ilerlemeye başladılar.”
…”Fakat artık dayanamıyordu. Yukarı çıkacak hali kalmamıştı. Nefes nefeseydi, sarkık memelerini içine sıkıştırdığı sütyen ter içinde kalmıştı. Çöktü merdivene. Kollarını terden sırılsıklam olmuş penye tişörtünün arkasına soktu. Islak sırtının ortasındaki et benine denk gelen sütyen kopçasını açtı. Sonra bluzun ön kısmından sütyen kaplarını bir bir kaldırdı, sarkık memeler kendini bıraktı. Yıllardırın verdiği ustalıkla sütyen askılarını bir çırpıda sıyırdı ve ağırlaşmış terli sütyeni basamağa doğru savurup attı. Suratı terden parlıyordu.”…
““Evladım, kime baktın?”
Bu kulak tırmalayıcı kadın sesi, onu rüya aleminden çıkarıp kendine getirdi. Gözlerini pis, yosunlu ve bulanık sudan ayırıp, camdan kendisine bakan çatık kaşlı kadına çevirdi. Baş örtüsü gelişi güzel bağlanmış, parmak uçları kızarmış, muhtemelen elleri de dolma kokuyordu.”…